3 saat önce
15 günlük kutsal topraklar ziyaretimden sonra, o mübarek yerleri gezip gördükten sonra insanın gerçekten dünyaya bakış açısı değişiyor. Fakat her şeye rağmen hayat devam ediyor. Döner dönmez de mesleğimiz gereği yine futbola, sahalara döndük.
Gaziantep Futbol Kulübü’nü yakından takip eden biri olarak, bu sezon oynanan futbolu, alınan sonuçları ve sahadaki kolektif takım görüntüsünü gerçekten beğeniyorum. Ancak son haftalarda sanki takım ayarını bir türlü tutturamıyor. Özellikle son üç maça baktığımızda; Fenerbahçe, Alanyaspor ve Rizespor karşılaşmalarında Gaziantep FK iyi başlasa da sonunu getiremiyor.
Bugün oynanan Çaykur Rizespor maçında da tablo değişmedi. Bayo’nun attığı golle öne geçen kırmızı-siyahlılar, ilerleyen dakikalarda bireysel hatalar yüzünden oyunun kontrolünü rakibe kaptırdı. 2-2’lik skor belki “kötü değil” denebilir ama sahanda oynuyorsan, öne geçtiğin bir maçı kazanmak zorundasın. Çünkü o üç puan Gaziantep FK’yı çok daha farklı bir noktaya taşıyabilirdi.
Burak Yılmaz yönetimindeki bu takım, özellikle son 9-10 maçta gösterdiği oyunla beni fazlasıyla mutlu ediyor. Takımdaşlık duygusu, yardımlaşma ve mücadele gücü sahaya yansıyor. Fakat bazen fazla özgüven, ayakların yere basmamasına neden olabiliyor. Bireysel hatalar zinciri, puan kayıplarını beraberinde getiriyor.
Burak Hoca saha kenarından ne kadar bağırsa da çağırsa da, futbolcular zaman bildiklerini oynamaya devam ediyor. Oysa bu takım bireysel oyunlardan vazgeçtiği anda, gerçek potansiyelini gösterecek. Çünkü bu kadroda yetenek de var, inanç da var, mücadele de var.
Bir puan belki kötü değil ama sahanda kaybedilen iki puan, hedefe giden yolda ciddi bir kayıptır. Yine de “kazanamıyorsan kaybetme” anlayışıyla alınan bu sonuç, moral bozmamalı. Milli ara sonrası daha diri, daha konsantre bir Gaziantep FK göreceğimize inanıyorum.
Bu takım doğru yolda… Yeter ki bireysel hatalardan ders çıkarılsın, takım ruhu bozulmasın. Çünkü Gaziantep FK’nın gerçek gücü, kolektif oyununda gizli.