3 saat önce
Gaziantep Futbol Kulübü’nde yaşananlar artık “istikrar” kelimesinin sözlükten silindiğini gösteriyor. Son haftalarda yaşanan baş döndürücü gelişmeler, ne yazık ki akıldan çok duygularla, planlamadan çok reflekslerle hareket edildiğinin en net göstergesi oldu.
İki hafta önce Beşiktaş Başkanı’yla yemek yiyen, kulağına adeta “kar suyu kaçan” Burak Yılmaz, Beşiktaş kötü gidiyor diye oradan bir umut beklerken; Sergen Yalçın’ın takımı toparlamasıyla rotasını yeniden Gaziantep’e çevirdi. Göztepe maçında yalnızca iki taraftarın küfür etmesini gerekçe göstererek istifa eden bir teknik adamdan söz ediyoruz. Gidip gelen, kararsız, kulüple yüz yüze bile görüşmeden gönderilen bir Burak Yılmaz profili…
Başkan ve yönetim yeni teknik direktör arayışına girmişti. Ancak ne olduysa oldu… Kim akıl verdiyse verdi… Burak Yılmaz da başka bir teklif alamayınca geri dönmek zorunda kaldı. Peki şimdi sormak lazım,
Üç gün önce “şımarık”, “havalı” diye eleştirilen Burak Yılmaz için bugün ne söylenecek? Neden getirildiğini gerçekten anlayan var mı?
Şurada Başkan Memik Yılmaz’a bir noktada hak vermek lazım.. İyi giden tekere çomak sokmamak gerekir. Ancak mesele sadece saha içiyle sınırlı değil.
Burak Yılmaz’ın; yöneticilerle sorunlu olduğu, sportif direktörle sıkıntı yaşadığı, kulüp müdürüyle problemlerinin olduğu biliniyor.
Peki bu tabloda yöneticiler ne yapacak?
Bu kararın ardından yönetim nasıl bir duruş sergileyecek? Asıl cevaplanması gereken soru bu.
Bugün “Gaziantep FK’nın menfaati” denilerek alınan bu karar, yarın kimin hanesine yazılacak? Eğer Burak Yılmaz ve ekibi ikinci yarıda başarısız olursa, bu fatura doğrudan bu yönetime kesilir. O zaman son yıllarda verilen emeklerin, kurulan dengelerin, harcanan paranın hesabını kim verecek?
İlk yarıda Burak Yılmaz’la alınan sonuçlar tekrar gelir mi, açıkçası emin değilim. Ama bir gerçek var ki; Taşlar yerinden oynadı. Koltuk kırıldı.
Şehirle, taraftarla, kulüple yeniden bir birliktelik sağlanması zor ama imkânsız değil. Yeter ki bu kez akıl, istişare ve sağduyu ön planda olsun.
Aksi halde… Vay halimize.